“Uyuz” tüm yaşamı insanda geçen parazitin yol açtığı bir hastalık. Son yıllarda hem Türkiye’de hem dünyada daha sık görüldüğü belirtiliyor. İnsandan İnsana bulaşıyor ve bulaşması için hastalıklı derinin başka bir insan derisine en az 15 dakika temas etmesi gerekiyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülker Gül, “Parazitin bulaşması en sık cinsel partnerler arasında oluyor. Parazit; giyilen giysiler, yatılan yatak gibi hastalıklı deriyle temas etmiş giysi ve eşyalarda da bulunabiliyor. Parazit kuru ortamlarda 3, sıcak ve nemli ortamlarda 8 güne kadar yaşayabiliyor. Daha az sıklıkla da hastanın kullandığı giysi ya da eşyaların deriye teması sonucu bulaşıyor” diyerek devam ediyor; “Şiddetli kaşıntılı bu hastalıkta kaşıntı gece şiddetleniyor ve hastalar doktora sıklıkla kaşıntı yakınmasıyla başvuruyor. Kaşıntıyla ilgili bilinmesi gerekenlerden ilki parazitin insana bulaşınca kaşıntının hemen başlamayacağı bilgisidir. Kaşıntı parazitin deriye bulaşmasından sonraki 2-6 hafta içinde ortaya çıkıyor. Aynı ailede uyuzun aile bireylerine bulaşma günleri farklı olabiliyor. Bu nedenle aile bireylerinin hepsi hasta olmasına rağmen daha erken hastalanan kişiler kaşınırken, parazitin daha geç bulaştığı kişiler henüz kaşıntılı döneme geçmemiş olabiliyor. Bu yüzden kaşınsın kaşınmasın, ailede birbiriyle teması olan herkese mutlaka aynı gün ve aynı anda tedavi uygulanması gerekiyor. Kaşıntıyla ilgili diğer önemli konu, kaşıntının başarılı tedavi uygulanan kişilerde bile 4-6 hafta devam etmesidir. Başarılı bir tedavi sonrası kaşıntının devam etmesi, hastalar tarafından yanıltıcı olarak hastalıklarının tedavi olmadığı algısına neden oluyor.”
VÜCUTTA GÖRÜLDÜĞÜ BÖLGELER
Prof. Dr. Ülker Gül, hastalığın teşhisinde en önemli klinik bulgunun parazit yuvalarının gözle görülmesi olduğunu belirtiyor. Paraziti, dermatoskop cihazı ya da yapılan kazıntı sonucu mikroskopta görmek teşhisi kesinleştiriyor. Parazitin yuvası derinin en üst tabakasının içinde yer alıyor ve “tünel” olarak isimlendiriliyor. Yuvalar deriden hafif kabarık, yaklaşık 1 santimetre uzunluğunda hafif eğimli ya da S şekline benzer oluyor. Avuç içleri, ellerin üstü ve bilekler, özellikle el parmak araları, koltuk altları, meme, kasık, kalçalar ve erkek cinsel organı gibi bölgelerde bulunuyor. Ancak yuvaların üzerindeki deri, genellikle şiddetli kaşıntı nedeniyle yırtıldığı için bu yuvaların tipik görünümleri değişebiliyor. Görünümleri değişen yuvalar fark edilemeyebileceği için çok dikkatli muayene edilmeleri gerekiyor. Diğer bulgunun ise özellikle gece artan şiddetli kaşıntı olduğu belirtiliyor. Kaşıntıyla birlikte çeşitli deri döküntüleri de gerçekleşiyor.
KAŞINTI TEDAVİDEN SONRA 4-6 HAFTA DEVAM EDER
Tedavide, ticari olarak satılan uyuz ilaçları veya formülasyonla eczanede hazırlanan ilaçlar kullanılıyor. Bazı ilaçlar için ilk tedaviden 7 gün sonra ikinci bir uygulama gerekiyor. İlaçlar hafif keseli bir banyo sonucunda boyundan aşağı boşluk kalmayacak şekilde sürülüyor. İlaç, özelliğine göre deri üzerinde doktorun önerdiği sürelerde bekletiliyor. Süre tamamlanınca hasta duş alıp kaynatılmış çamaşır giyiyor. Hastalıklı dönemde kullanılan nevresim takımları ve giysilerin kaynatılarak yıkanması gerekiyor. Kaynatılamayan giysiler delik olmayan bir naylon torbada bir hafta bekletilip yıkanıyor. Kurallara uygun bir tedaviden sonra kaşıntının 4-6 hafta devam edeceğinin hastaya söylenmesi çok önemli görülüyor. Uygun tedaviye rağmen devam eden kaşıntı, hasta tarafından iyileşmediği şeklinde yorumlanabiliyor. Tedavi sonrası devam eden kaşıntı için nemlendiriciler ve ağızdan kaşıntı giderici ilaçlar kullanılıyor.
BAZI HASTALARIN İYİLEŞMEME NEDENLERİ
Prof. Dr. Ülker Gül, “İyileşmiyor denilen hastaların çoğu tedaviyi doğru uygulamayan hastalardır. Tedavinin iyi uygulanmamasında 2 faktör bulunur. Birincisi aile bireylerinin aynı anda tedavi edilmemesidir. Kaşıntı, parazitin bulaşmasından 2-6 hafta sonra ortaya çıkar. En sık yapılan hata hastanın derisine temas etmiş kişilerin ‘kaşınmıyor’ denilerek tedavi edilmemesidir. Örneğin eşlerden birine uyuz teşhisi konulup tedavi verilip diğer eşe ‘kaşınmıyor’ denilerek uyuz tedavisi verilmemesi yanlıştır. Kaşınmayan eş aslında hasta olup henüz kaşıntılı döneme gelmemiş olabilir. Bu durumda hastalığı iyileşen eşe, tedavi edilmeyen eşten yeniden bulaşır. Bu durum literatürde ‘parazitin pinpon topu gibi bulaşması” olarak tarif edilir. Sonuç olarak kaşıntı olsun ya da olmasın tüm aile bireylerinin ya da hastalıklı kişiyle yakın temasta bulunan kişilerin aynı gün tedavi edilmesi gerekir. İkinci hata ilacı süren hastalarda ilaçlı kalması gereken deri bölgelerinin yıkanmasıdır. İlaç boyundan aşağı tüm deri bölgelerine sürülür. El yıkama, taharet alma gibi durumlarda, yıkanan bölgeye yeniden ilaç sürülmezse paraziti yok edip hastayı iyileştirmek mümkün değildir. Tedavide başarısızlığın bir diğer nedeni de parazitin uygulanan tedavi ajanına karşı dirençli olmasıdır. Bu duruma daha az sıklıkta rastlanır. Hasta tüm kurallara uymasına ve doğru tedavi uygulamasına rağmen uyuz bulguları devam ediyorsa dirençten şüpheleniriz. Bu durumda ya formülasyonla eczanede yapılan ilaçları ya da ağızdan içilen tedavileri uygularız” diyor.
Kaynak: Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda ERENOĞLU