ARİTMİ POLİKLİNİĞİ
20 Temmuz 2020

ust.jpg


RİTİM BOZUKLUKLARI HAKKINDA GENEL BİLGİ

Normal şartlarda dakikada 60 ila 100 kez atan kalbimiz fiziksel aktivite, heyecan, kahve tüketimi gibi sebeplerle dakikadaki atım sayısını dakikada 150’ye kadar yükselebilmektedir. Ancak ritim bozuklukları kalbin hızlı veya yavaş bazen de duraklayarak atması sonucu ortaya çıkabilir. Kalp atışınızın normalden daha hızlı veya rahatsızlık verici bir şekilde hissedilmesi hastalarda çarpıntı şeklinde tariflenmektedir. Çarpıntı dışında ritim bozukluğu sırasında düzensiz kalp atışı, baş dönmesi hatta bayılma görülebilir. Ritim bozukluklarının hangi durumda tehlikeli olduğu, ne zaman ve nasıl tedavi edileceği kardiyologlar tarafından belirlenmelidir. Ritim bozuklukları, genellikle kalp hastalığı olanlarda görüldüğü gibi, kalbinde hiçbir sağlık sorunu olmayanlarda da oluşabilmektedir. Ayrıca kalp dışı hastalıkların bir sonucu (kansızlık, guatr, bazı hormonal hastalıklar, bazı bağ dokusu hastalıkları gibi) olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle öncelikle ritim bozukluğunun ne olduğu, ardından bu ritim bozukluğuna yol açan herhangi bir kalp hastalığı olup olmadığı incelenmelidir.

BELİRTİLER

Ritim bozukluğu olan hastaların bir kısmı, bu sorunlarından habersizler. Bu kişilerdeki ritim bozukluğu, rutin bir muayene sırasında veya başka bir amaç için kalp grafisi çekimi sırasında saptanabilmektedir. Çoğunlukla çarpıntı, kalp atışlarında düzensizlik, kalbinin duracak gibi olması hissi, göğsünde kuş çırpınma hissi, boşluk hissi, baş dönmesi, nefes darlığı gibi şikayetler görülmektedir. Kalp hızının çok fazla olduğu durumlarda bayılma ve baş dönmesi gibi şikayetler oluşabilmektedir. Özellikle çarpıntı hissi ile birlikte bayılma, baş dönmesi veya göğüs ağrısı gibi eşlik eden şikayetler varsa bu durumun ciddiyetini göstermektedir. Kalp hızının yavaşlamasına yol açan ritim bozukluklarında baş dönmesi, bayılma veya eforla nefes darlığı gibi şikayetler görülebilmektedir.

TANI YÖNTEMLERİ

Tanı koyabilmek için şikayetler sırasında kalp grafisi (EKG) çekilmesi oldukça yardımcı olmaktadır. Ancak bu şikayetler sırasında çoğunlukla kalp grafisi çekme şansı olmamaktadır. Bu nedenle Holter tetkiki ile hastalara kalp ritmini kaydeden cihazlar takılarak (24 saat, 48 saat, 72 saat, 1 hafta süreli) ritim bozukluğu araştırılabilmektedir. Efor testi, kalp ultrasonografisi, koroner anjiyografi gibi tetkikler ise ritim bozukluğunun türünü saptamaktan çok eşlik eden kalp hastalıklarını bulmak veya dışlamak için kullanılmaktadır. Bazı durumlarda efor testi, eforla ortaya çıkan ritim bozukluklarını ortaya koymada yardımcı olabilir. Diğer yöntemlerle tespit edilemeyen aritmilerde ise kasıktan girilerek kalbin uyarıldığı elektrofizyolojik çalışma (EPS) bazı hastalar için gerekebilmektedir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Ritim bozuklukları bazen ciddi bir sonuca yol açmazken bazı durumlarda kalp yetmezliği, felç, ani ölüm gibi riskler taşıyabilmektedir. Ritim bozukluğu tedavisinde ilaçlar, elektriksel yöntemler veya cerrahi kullanılabilmektedir.

İlaçlar

İlaçlar ile çok hızlı atan kap yavaşlatabilir veya ritmi tümüyle normale döndürülebilir. Bu ilaçlara antiaritmikler adı verilir.

Kalp hızını düşürmek için en sık kullanılan ilaçlar beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri ve dijitallerdir. Kalp ritmini tümüyle normale döndürebilen antiaritmik ilaçlar da bulunmaktadır. Bu ilaçlar etkili olmakla birlikte bazen kabul edilemeyecek ciddi yan etkilere de yol açabilir. Bu nedenle uzman doktor gözetiminde başlanmalı ve kontroller dahilinde ilaca devam edilmelidir.

Kateter yoluyla tedaviler

İlaçların etkisiz kaldığı veya yan etki yaptığı veya hastanın uzun süre ilaç kullanmak istemediği durumlarda “kateter ablasyonu” adı verilen yöntem ile ritim bozuklukları tedavi edilebilmektedir. Bu işlem, hastanede elektrofizyolog adı verilen aritmi uzmanı kardiyologlar tarafından uygulanmaktadır. EPS işlemi ve kateter ablasyonu çoğunlukla kasıktan ameliyatsız yöntemle yapılmaktadır. Çoğu zaman genel anestezi bile gerektirmeyen EPS işlemi sırasından kalbin elektrik üretimine yol açan doku kısımları kontrol edilerek ritim bozukluğu yapan bölge bulunmaya çalışılmaktadır. Bu şekilde ritim bozukluğuna neden olan odak yakılarak veya dondurularak tedavi sağlanmaktadır.

Cerrahi Tedavi

Bazı ritim bozuklukları ameliyat yolu ile de tedavi edilebilir. Özellikle başka bir nedenle ameliyat olacak hastalar (örneğin bypass veya kalp kapak ameliyatı) kişilere operasyon sırasında ritim bozukluğu cerrahisi de uygulanabilmektedir.

Ritim bozukluğu Tedavisinde Kalp Pilleri

Kalp pilleri, bir tür programlanabilir bilgisayar çipleri ile enerji sağlayan bataryaların kombinasyonundan oluşan cihazlardır. Temel olarak göğüs duvarında köprücük kemiğinin hemen altında, cilt altına açılan bir cebe yerleştirilmektedir. Buradan köprücük kemiğinin altından kalbe, özel kablolar uzatılmakta ve bu kabloların pil sistemi ile birleştirilmektedir. Bu işlem, lokal anestezi altında 1-4 saat içinde yapılabilen, küçük bir operasyon olarak kabul edilmektedir. Genellikle pil takıldıktan 1-2 gün sonra hasta taburcu edilmektedir.

Kalp pilleri, en sık kalbin çeşitli sebeplerle yavaşlaması ile ortaya çıkan ritim bozukluğu olan hastalara takılmaktadır. Ancak ölümcül ritim bozukluklarının oluşmasından korkulan hastalara sigorta görevi görmesi için de önerilmektedir. Şok verme özelliği olan (ICD) bu kalp pilleri hayati tehlike arz eden ritim bozuklukları gelişmesi durumunda, bu ritim bozukluğunu algılayıp şok vererek tedavi edebilmektedir. Ayrıca kalp yetmezliği olan bazı hastalara üç kablolu kalbi güçlendirmesi beklenen kalp pilleri de takılabilmektedir. Kalp pillerinin cilt altına yerleştirilen bataryalarının ömrü 5-10 yıl arasında değişmektedir. Kalp pilleri belirli aralıklarla kontrol edilmektedir ve bitmeye yakın olan batarya, yenisi ile değiştirilmektedir.